Öğrencilerimizin farklı öğretmenler eşliğinde, farklı temalı atölyelerde üst düzey düşünme, “çocuksu” mantıklarını kullanarak “çocuksu” ürün geliştirme, buluş ve inovasyon yapabilme seviyelerine ulaştırmak için okulumuzda istasyon modelini uygulamaktayız. Bu yöntem sayesinde keşfetmeye açık öğretmenlerin duruşu ile beslenen çocukların, nasıl araştıran, üreten aktif ve hayata altın izler bırakan bireyler olabileceğini göreceğiz.

Okulumuz klasik anaokulu eğitiminden bir adım önde ve daha farklı, kabiliyet, fıtrat ve karakter ve öğrenci merkezli bir sistemle eğitim verecektir. Her bireyin, her çocuk ve beynin kendi özelinde son derece farklı oluşu itibariyle böyle düşünüyoruz. Anaokulu öğretmenleri bu anlamda kabiliyet bulucu gibidirler. Aileden sonra en önemli eğitici, beyin geliştirici çocuklar için anaokulu öğretmenleridir. Bu itibarla biz anaokulu öğretmenlerine “büyük beyin yapıcalar” nazarıyla bakıyoruz.

Her sözü, her davranışı direk taklit edilen, kopyalanarak yapılmaya çalışılan öğretmenler çocuklarla aylar boyu, günlerce beraber oldukları için, onların beyin yapıları üzerinde ebeveynden sonra en etkili ve yetkili kişilerdir. Okulumuzda her öğrencinin bir sınıfı ve bir öğretmeni olmayacak, bunun yerine her sınıf her öğrencinin sınıfı olacak ve yine her öğretmen her öğrencinin sorumlusu ve takipçisi olacak. Böylece çocuklar sabahtan akşama kadar sınıf sınıf ve öğretmen öğretmen gezerek yer, zaman ve kişi farklılıklarının da faydasından istifade ile yeni yüzler, yeni yerler, sıralar, objeler ile beyin mekanizmalarının çalışmasını hızlandıracak. Yerinde durarak, aynı sınıf ortamında aynı eğitimciyle aynı şeyleri yapan bir çocuk değil, sürekli değişiklikler yaparak alışkanlığın monotonluğundan kurtarmış ve öğrenme dürtülerini daha dinamik, canlı tutmuş olacağız.